Seydişehir Mutlu Son

Seydişehir Mutlu Son

Seydişehir Mutlu Son

Emily’nin aklının ucundan geçmeyen

bir bekâret yitirme korkusunun en küçük endişesini kıza yaşat‐

mak istememek şeklinde lekesiz fakat yalan bir bahaneye

sarılmıştı. Ne var ki Emily’nin yakınmaları, yumuşak fakat

etkili direnci onu dizginleyip kendine getirdi. Atının başını

çevirip nihayetinde doğru yola sürdü. Düş gücü yardımıyla burada Seydişehir Mutlu Son

zevkini doyuran benzerliklerden olabildiğince hisse almıştı

herhalde ve epey bir çabayla yolculuğunun sonuna vardı.

Emily’ye dönüş yolunda birlikte rol aldı, iki sokak süresince onunla

yürüdükten sonrasında bir araba tutup, uygun bir hediyesunduktan sonrasında yanından ayrıldı ve kıza dikkat etmesini

sıkıca tembihlediği arabacı da onu eve getirdi.

Bunu derhal o sabah kadın Cole’a ve bana özetleyen

Emily’nin yüzünden, çektiği tehlike ve şaşkınlığın görünür

kalıntıları hala silinmemişti. Kadın Cole’un yorumu,

Emily’nin tedbirsiz ve yanlış davrandığı yönündeydi. Bense,

adamların evrensel açıdan iğrenç olmasa bile saçma ve tatmin

edilmesi olanaksız böyle bir zevke iyi mi olup da tutulduklarını

anlayamıyordum çünkü bu mevzu hakkındaki bilgilerime

Seydişehir Mutlu Son

dayanarak söyleyebilirdim ki bu şekilde çok önemli orantısızlıkları

zorlamak doğaya aykırıydı. Kadın Cole benim cahilliğime

yalnızca gülümsedi ve gözümü açmak için hiçbir şey

söylemedi. Bu aldanışım, sadece birkaç ay sonrasında, pek tuhaf bir

rastlantının bana sağladığı görsel bir

kanıt yardımıyla değişebildi. Böyle tatsız bir konuya sonrasında

tekrar dönmemek için bu vakaı size hemen aktaracağım.

Hampton-court’a yerleşen Harriet’e niyetlendiğim bir

ziyaret için araba kiralamıştım, kadın Cole’ da benimle Seydişehir Mutlu Son

geleceğine söz vermişti, fakat onu burada alıkoyan birtakımkaçınılmaz işler çıkınca tek başıma yola çıkmak zorunda

kaldım. Yolumun üçte birini anca tamamlamıştım ki arabanın

dingili kırıldı, sağ salim yarasız beresiz otomobilden inebildim,

yol üzerinde bulunan oldukca iyi görünümlü bir hana girdim.

Burada bana, posta otomobilinın en geç birkaç saat içerisindegeleceğini söylediler, ben de geldiğim bunca mesafeyi geri

dönmektense beklemeye karar verdim. Handa kalmak

zorunda olduğum süre boyunca bir kat yukarıdaki çok temiz,

çok yeterli bir oda tuttum.

Ben pencereden dışarı bakarak oyalanırken kapıda tek atlı

bir otomobil durdu, içinden iki genç beyefendi çıktı. Beyefendi

diyorum, çünkü hakkaten biraz dinlenmek için mola vermiş

iki beyefendiye benziyorlardı. Dışarı çıkıncaya kadar atlarını

hazırlamalarını istediler. Az sonrasında yan odanın kapısının

açıldığını, içeri girdiklerini, kısa ve kati talimatlar

verdiklerini, hizmetler yerine getirildiğinde ise kapıyı kapatıp,

içerden sürgüle-diklerini duydum.