Seydişehir Masaj Salonu

Seydişehir Masaj Salonu

Seydişehir Masaj Salonu Yumuşak, dar boğaz böylece yavaşça gevşedi, yol verdi, içeri süzülen düşman onu sonuna dek gerdi ve bu ge‐ rilim, acı dolu bir zevkle yarı yola kadar gelmesine olanak sağladı. Ancak daha fazla girmek için gösterdiği tüm güçlü gayretler amacına bir milim bile yaklaşmasına izin vermeden olduğu yere sel taşkınını bırakıverdi. Oysa ben onu karşılamaya hazır bile değildim daha, henüz anca yarısı içimde olan kılıcının dayanılmaz büyüklüğü yüzünden çektiğim acıyla dopdoluydum.

Böylece istemediğim halde içimden çıkmasını bekledim ama bu hoş bir yanılsamaydı çünkü o öyle kolay bırakılacak türden değildi. Güçlü, yakıcı delikanlı tatlı şarapla sarhoş olmuş şekilde bir süre bekledikten kısa süre sonrasında kendinden daha kesin bir şekilde, yeniden içeri daldı. Kısa bir mola ve‐ rir vermez tekrar uyanmıştı, konumunu koruyordu hala ve aşka doyamamış, yenisini istiyordu. Sonrasında, zaten güç bela fark edilir miktarda azalan sertliğine tamamen kavuşan kılıcını tekrar çekerek içimde kendine daha geniş bir yer açmaya girişti.

Seydişehir Masaj Salonu

Seydişehir Masaj Salonu Geçidin tüm yüzeyini bol miktarda ıslattığı serpinti, işini kolaylaştırmasına yardımcı oluyordu. Benim hareketlerimin onun baskılarının enerjisini iki katına çıkarınca, önceden yağlanıp. Hazırlanmış bölgeler böyle etkili bir güce artık daha fazla dayanamazdı, tek şans kapıyı açıp, buyur etmekti. Tabiat ve benim gayretim ona yardımda güç birliği ediyor, parçalıyor. İçime işliyor ve sonucunda yolunu santim, santim kazanarak tamamen içeri girmesine yardımcı oluyordu.

Nihayetinde güçlü bir darbeyle kılıç kabzasına kadar saplandı, bunu gövdelerimizin sıkıca kenetlenişinden anlayan, kendinden. Geçmiş haldeki gencin gözleri daha neşeli ateşlerle parıldamaya başladı, tüm hareketleri ve bakışları zevkinin doruk noktasına ulaşmış olduğunı sergiliyordu. Artık bundan ben de hisse almaya başlamıştım çünkü onu yüreğimin ta derinlerinde hissediyordum. Hemen hemen zevkten ölmek üzereydim, içim‐ deki çalkalanmalara dayanma gücümün ötesinde uyarmalmış, çatlayacak kadar tıka basa doyurulmuştum. Onun altında güçlükle soluyarak, nefes nefese öylece yattım. Ta ki kesik, kesik soluğu, kırık dökük inlemeleri, kor alevlerle pırıldayan gözleri, daha da azgınlaşan atakları ve artan sertliği ikinci noktanın yaklaşışını selamlamamı gerektirinceye dek bekledim.