Seydişehir Masaj Salonu Hizmeti Eda

Seydişehir Masaj Salonu

“Hava daha da ısınacakmış, ” dedi güvenlik görevlisi. Nihayet birkaç kelime edebileceği birini görmekten Seydişehir Masaj Salonu  mutlu olmuştu. Kumral saçlı uzun adam kan çanağı olmuş gözlerle ona baktıysa da bir cevap vermedi. Her iki asansör de o katta olmasına rağmen insanın merdivenleri kullanması da danışmada duran görevlinin dikkatini çekti.

Ve sonra Aftenposten’deki hafta sonundan önce güneşli bir günde evinden çıkıp hâlâ dönmeyen hanımla ilgili haberi okumaya devam etti. Muhabir, Roger Gjendem, Başmüfettiş Bjarne M0İler’in kadının ayakkabısının bir tekinin yaşadığı yerin hemen önünde bulunduğunu ve bunun da olayda bir suç unsuru bulunması ihtimalini sağlamlaştırdığı şeklindeki açıklamalarına yazısında yer vermişti. Ancak, henüz bir şey söylemek için erkendi. Harry, içinde Lisbeth Barli için meydana getirilen aramanın neticelarıyla ilgili raporların olduğu ileti kutusuna doğru giderken gazeteye şöyle bir göz attı. Telesekreterinde biri hariç hepsi Wilhelm Barli’den gelen beş ileti vardı

Seydişehir Masaj Salonu

. Harry nerede ise hepsi aynıymış şeklinde görünen mesajları dinledi: Bu iş için daha çok adam görevlendirmeleri gerektiği, tanıdığı bir medyum olduğunu ve basma çıkıp polisin Lisbeth’i bulmasına yardımcı olan herkese ödül vaadinde bulunmak istediğini söyleyip duruyordu. Son mesajda ise birinin nefes alıp verişi duyuluyordu. Hepsi bu kadardı. Harry kaseti başa alıp tekrar dinledi. Ve sonra bir daha dinledi. Kadın veya adam mi olduğunu idrak etmek imkansızdı. Rakel olup olmadığını anlamak ise daha da imkansızdı. Ekranda aramanın aynen Rakel’in Holmenkollveien’deki telefonundan yaptığı benzer biçimde, gece

ll:10’da bilinmeyen bir numaradan geldiği görülüyordu. Eğer o ise, niçin ev ve cep numarasından da ulaşmayı denememişti? Harry raporlara göz gezdirdi. Aslabir şey yoktu. Hepsini bir kere daha gözden geçirdi. Gene bir şey yoktu. Beynini boşaltıp, olanları bir kere daha baştan düşünmeye başladı. Düşünmeyi bitirince mesaj kutusuna gidip gelen yeni bir şey var mı diye baktı. Bir dedektifin raporunu aldı ve Bjarne Møller adına gelen bir zarfı doğru kutuya koyup ofisine geri döndü. Dedektifin raporu kısa ve özdü: Koca bir hiç. Harry mesaj kasetini tekrar başa sardı ve çalıştırıp sesini açtı. Gözlerini kapatıp koltuğunda geriye yaslandı. Onun nefes alışını hatırlamaya çalıştı. Nefesini hissetmeye çalıştı. “İsim vermedikleri süre insanoğlunun siniri bozuluyor, değil mi?” Sesin söylediklerinden değil de sahibinden dolayı tüyleri diken diken oldu.